Ankara ODTÜ’den mezun olduktan sonra Boston’a dünyaca ünlü MIT’e doktorasını yapmak üzere geldiğinde yıl 1968’di. Bindiği taksideki şoföre Türk olduğunu söyleyince, 1915’te Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni soykırımı yaptığı iddiasıyla ilk kez orada karşılaştı.
Öğrenciliği ve sonrası da bu iddialara karşı mücadele ile geçti. Boston Fahri Başkonsolosu Orhan Gündüz ile yakın çalıştı. 4 Mayıs 1982’de Somerville, Massachussetts’te Ermeni teröristler tarafından katledilen Başkonsolos Gündüz’e olan sevgisini ve vefasını, oğluna Orhan adını koyarak yaşattı.
TURKOFAMERICA dergisi ‘Amerika’nın En Etkin 50 Türk’ünü seçerken Dr. Yalçın Ayaslı’nın neden ödüle layık görüldüğünü özetlemek için, ‘’Amerika’daki Türklerin siyasi ve kültürel anlamda makus kaderini değiştiren isimlerden biri,’’ diye tanımlamıştı.
Ayaslı tarafından 1985’te merkezi Chelmsford’da (MA) kurulan Hittite Microwave Corp. performansa yönelik entegre devrelerin dizayn ve üretiminde uzmanlaştı. Şirket Haziran 2014’te Analog Devices şirketine 2.45 milyar dolara satıldı.
Yıllar yılı Amerika’daki Türk lobi faaliyetlerinin Türk devleti destekli kurumlar tarafından yapıldığı iddiası ve ön yargısını kırmak adına Ayaslı, 2000 yılında bir ezber bozan girişim yaptı. Turkish Cultural Foundation, oğlu Orhan’ın internet üzerinde ilk çalışmalarını yaparak kuruldu.
Kurulduğu 2000 yılından beri Türk kültürünü tanıtmak için ABD’de 34 milyon dolarlık harcama yapan TCF, Serpil ve Yalçın Ayaslı çiftinin bağışları ile 200 sanatçı ve bilim insanına burs, ABD’de farklı kurum ve kuruluşlara 5.2 milyon dolarlık sponsor desteği verdi. Amerika’nın doğusundan batısına tüm Türk derneklerinin festivallerine sponsor olarak katkı sağladı. 575 Amerikalı öğretmene Türkiye gezisi düzenledi. 3 bin 538 öğretmene Türkiye hakkında bilgilendirme toplantıları gerçekleştirdi. Eğitilen öğretmenler 367 binden fazla Amerikalı öğrenciye Türkiye’yi anlattı. Türk yemekleri, müzikleri, sanat ve kültürünün tanıtıldığı TCF’in sitesini 24.6 milyon kişi ziyaret etti. Vakıf kuruşu kuruşuna nereye ne harcama yaptığını yıl sonu raporları ile kamuoyuna duyurdu. Şeffaflığa büyük önem verdi.
Ayaslı, Türk kültürünü tanıtmanın yanı sıra politikada da Türkiye’nin tezlerinin savunulması için lobi yapılmasının kaçınılmaz olduğunun farkındalığı ile 2007 yılında Turkish Coalition of America (TCA)’yı kurdu. Ayrıca, Amerika’daki politik sistemde etkisi yok denecek kadar az olan Türkleri organize etmek ve politik anlamda bir güç oluşturmak için Amerika’nın beş farklı şehrinde Politic Action Commitee’ler (PAC) kurulmasına öncülük etti.
Peki bu çalışmalar ve bağışlarla Türkiye ne elde etti? 2007 yılında Amerikan Kongresi’ndeki Türk dostu Kongre üyesi sayısı 41 iken TCA’nin faaliyetleriyle bu sayı 2015-16 yıllarında 160’a kadar çıktı. Ermeni soykırım iddiaları her yıl Nisan ayında alt komitede büyük oy farkı ile onanıp Kongre gündemine gönderilirken, son yıllarda alt komiteden dahi geçemez oldu. TCA, 170 Kongre üyesi ve danışmanının bizzat Türkiye’yi ziyaret etmesini sağladı ve bunu tümüyle kendi mali kaynakları ile yaptı. 13 eyaletin başsavcısını Türkiye’ye götürdü. Kongre’de 167 genç Amerikalı Türke staj imkanı sağladı. Amerika’da farklı kökenlerden 488 öğrenciye Türkiye’de eğitim almaları için burs verdi. 281 Amerikalı üniversite öğrencisinin katıldığı eğitim gezilerine sponsor oldu.
Ayaslı’lar 2000 yılından bu yana TCF ve TCA çalışmalarıyla Türkiye’nin menfaatlerini ABD ve dünyada ileriye taşımak adına 60 milyon dolar harcadılar.
Ayaslı, Amerika’daki kar amacı gütmeyen girişimlerden sonra Türkiye’de de iki farklı alanda yatırıma karar verdi. Nar Gourmet ve Armaggan isimleri ile Türkiye’nin damak lezzeti ile kültürel ve sanatsal zevklerini ön plana çıkarmayı amaçlayan iki marka yaratan Ayaslı, Türkiye’deki işlerinden henüz bir kazanç sağlamış değil. ‘’Paranızı neden gayrı menkule değil de marka yaratmaya harcadınız?’’ sorusuna, ‘’Türkiye’nin keşfedilmemiş değerlerini dünyaya tanıtmak lazımdı,’’ diyor.
Ayaslı’lar geçmişten günümüze Türk-Amerikan hayırseverler arasında özel bir yere sahip oldukları gibi, Türk-Amerikan davasına yaptıkları katkılar tartışılmaz.
Ayaslı çifti tüm yaptıklarına rağmen bugüne dek hiçbir basına özel röportaj vermedi. Basının önünde yer almak istemedi. Bu prensibini, ‘’Yaptıklarımızla övünmek gibi bir huyumuz yok.’’diye özetliyor Dr.Yalçın Ayaslı. Ve devam ediyor: “Bu mülakatı kabul etmemin nedeni Borajet bölgesel havayolu şirketinin satışıyla bağlantılı olarak Türkiye’de hakkımda yürütülen karalama ve şantaj kampanyasıdır. Bu davalar artık adaletin elinde olduğu olduğu için ayrıntıya girmek istemiyorum. Geçen yıl benim ve ailem için çok büyük üzüntü ve sıkıntı doluydu. Ancak inanıyorum ki sonunda adalet yerini bulacaktır.”